İlk, orta ve yüksek okul eğitimimi doğup büyüdüğüm İstanbul da gerçekleştirdim. Liseye başladığım da , o zamanlar dayı mesleği olan fotoğrafçılığa ilk adımımı atmış oldum. İleri de hayatıma yön verecek bir şeyin içinde olduğumu farkında değildim.
Kadıköy ve Üsküdar evlendirme dairelerinde başladığım fotoğrafçılık serüvenim şu ankinden biraz farklıydı. Farkı ise teknoloji ile bire bir orantılıydı. O zaman 36’lık filmli analog makinler kullanılıyordu ve fotoğraflar karanlık odalar da basılıyordu. Yani şu anda dakikalar içinde yapabildiklerimiz o zamanlar bira uzun sürüyordu. Bu yüzden bir fotoğraf karesi çok değerliydi. Şimdiki gibi elini deklanşöre basıp düzinelerce fotoğraf çekip içinden ayıklama şansı olmuyordu insanın. Doğru ışığı , doğru pozu , doğru açıyı yakalamak yani kusursuzu yapabilmekti fotoğrafçılık. Bu da keskin bir bilgi ve tecrübe gerektiriyordu. Kullandığın ekipmanı iyi tanıman gerekiyordu. Makinelerde otomatik diye bir ayar yoktu. O dönemler de yetişip sektörün iyi fotoğrafçılarıyla çalışabilme fırsatı bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu yüzden benim için fotoğraf çekmek hala kusursuzu yakalama sanatıdır.
Yıllar geçtikçe içimde , işime olan inancım ve aşkım çığ gibi büyüdü. İnsanların en mutlu günlerini ölümsüzleştirme duygusu bana kendimi çok iyi hissettiriyordu. Çünkü işimizin temelinde insan vardı ve neticeyi hemen alabiliyordum. Çektiğim güzel bir fotoğraf karesini görünce insanların gözlerinin içi gülüyordu. Bu sırada eğitim hayatıma iktisat 4. Sınıf da devam ediyordum ama artık yolumu belirlemiştim ve fotoğrafçı olacaktım. İlerleyen dönemler de bu sefer stüdyolar da çalışmaya başladım. Ancak istediğim bu da değildi ve artık ne yapmak istediğimi biliyordum. İlk olarak İstanbul da ki saygın birkaç Otel’in kapısı çaldım ve bunların çoğu ile ortak değerlere sahip olduğumuzu ve aynı hedefe doğru ilerleyebileceğimizi görünce çalışmaya başladık. Wyhndam Otel , Radisson Blu , Crowne Plaza bunlardan sadece bir kaçı. Sektörün dinamiklerini hep takip ettim. Rakip analizi yaptım ulusal ve uluslararası alandaki rakiplerim neler yapıyor yakından izledim. Kendime sektöründe marka olmuş oyun arkadaşları edindim (dugun.com) . Kendimi ekibimi ve en önemlisi vizyonumu hep güncel tuttum , öğrenmekten korkmadım , öğrendiklerimi de hep uygulamak istedim. Teknolojiyi yakından takip ettim , yatırımımı önce insana sonra malzememe yatırdım ki insanlara hep en iyiyi sunabileyim diye.
Önce insanların güvenini kazanmaya çalıştım çünkü bir mutlu müşteri on mutlu müşteri kazandırıyordu ve matematik hiç yanılmazdı.
Bugün geldiğimiz noktada bir çok saygın otelin listesinde yer alıyoruz ve yıl da ortalama 60 düğüne imzamızı atıyoruz. Her sene işimizin üzerine katarak emin adımlarla ilerliyoruz.
Ben her zaman şuna inanırım , bu hayatta işini seversen bir gün dahi çalışmazsın. Bu yüzden biz işimizi aşkla yapıyoruz.